KOMİTE KONULARI
1. TEKNOLOJİ KOMİTESİ
5. Nesil Mobil Telekomünikasyon Hizmeti; yeni nesil kablosuz telefon teknolojisidir. Dördüncü nesil teknolojinin yaklaşık 10 katı veri iletim hızı sağlamaktadır.. Uzmanlar 5G ile hayatımıza birçok yeniliğin girmesini öngörmektedir. 5G her şeyden önce yüksek hız getirmektedir. Çeşitli ülkeler hız denemeleri için simülasyonlar yapmaktadır . Ülkemizde ise 5G denemesi Turkcell tarafından gerçekleştirildi. Yapılan testlerde 2.283 GB hıza ulaşılarak rekor kırıldı. 2 GB hız basit anlatımıyla 2 saatlik bir filmin 7 saniyede indirilebilmesi anlamına geliyor. 5G telefon dışında sağlık, otomotiv, eğlence ve hizmet gibi birçok sektörde de köklü değişikliklerin kapısını aralıyor. En önemli yenilik mobil veriler konusunda beklenirken, şimdikine göre daha çok mobil verinin kontrolü öngörülüyor. Bu bağlamda 5G bir önceki 4G'ye kıyasla daha yüksek güvenlik riskleri içeriyor çünkü daha fazla arka kapı uygulaması ve açıkları mevcut. Bununla birlikte birçok bilim insanı, 5G’nin yaydığı radyasyonun insan DNA’sına zarar vereceğini ifade ediyor. 5G’nin tek tehlikesi yaydığı radyasyon değil. Henüz yeni bir teknoloji olduğu için Türkiye gibi ülkeler, 5G altyapısında kullanacağı cihazları ve yazılımları ithal etmek zorunda kalıyor. Ülkemizde hala telefonun çekmediği bölgeler olduğu göz önüne alındığında, bu konuda hızlı adımlar atılması gerektiği ortadadır. 5G’ye geçtiğimizde mobil şebekedeki yerlilik oranında yaşanması öngörülen azalma da ülkemiz bakımından olumsuz etki doğuracaktır. Kullanıcı yoğunluğu da mobil veri hızını etkileyen faktörler arasında. Bu nedenle 5G baz istasyonu kurulum yerlerinin insan yoğunluğu dikkate alınarak belirlenmesi gerekiyor. Diğer taraftan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı "Türkiye'nin 5G teknolojisini sadece kullanan bir ülke olması yerine, 5G teknolojisini tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna ulaşmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
2. DIŞ POLİTİKA KOMİTESİ
Uzun asırlardır Türk yurdu olduğu bilinen Karabağ aynı zamanda Türkiye’nin 100 milyonu aşkın Türk kardeşine açılan kapısıdır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de Azerbaycan toprağı olarak tanıdığı Karabağ hukuksal, tarihsel ve politik hiçbir zemine oturmaksızın Ermenistan tarafından işgal edilmiştir. Çatışma 20. yüzyılın başlarında Stalin’in Dağlık Karabağ bölgesini özerk oblast(eyalet,bölge) haline getirmeye çalışmasıyla ortaya çıkmıştır. Çatışmalar 1990’lı yılların başında geniş çaplı bir savaşa dönüşmüştür.6 Ocak 1992’de yalnızca Ermenilerin katıldığı bir referandumun yönlendirmesiyle Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı resmen ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de açıklamalarına dayanarak bu ilanın tamamen de fakto(geçerli bir kanun yada standart olmadan genelleşmiş uygulama) bir ilan olduğu aşikardır. Bu olay karşısında Azerbaycan’ın tepkileri sonuç vermemiş, bir asrı aşkın süredir bulunduğu her platformda Türkiye’ye karşı soykırım iddialarıyla mesnetsiz bir politika güden Ermenistan, pogrom (dinsel etnik ve siyasi nedenlerle bir gruba karşı yapılan şiddet hareketleri) ve katliamlarla Azerbaycan’ın davasına darbeler indirmiştir. Bunun en bilindik örneği Hocalı Katliamıdır. Tüm bu diplomatik ve vicdani haksızlıklar karşısında tam da Azerbaycan Devleti’nin zirvesinden ‘’Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin yanındayız.’’ açıklamaları gelirken Karabağ sorunu yeniden tırmanmış, 27 Eylül 2020’den 10 Kasım 2020’ye kadar süren bir dizi askeri operasyon Azerbaycan tarafından gerçekleştirilmiş ve Dağlık Karabağ’ın büyük bir kısmı Ermenistan işgalinden kurtarılmıştır. Tam da Azerbaycan’ın ‘’Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin yanındayız.’’ açıklamalarından sonra böyle bir hadisenin yaşanması manidardır. Ermenistan’ın bu saldırılarının amaçlı, planlı ve dış destekli bir hareket olduğu çok açık ve nettir. Tüm bu olayların, siyasi, diplomatik, askeri bağlamda vuku bulması karşısında :
3. EKONOMİ KOMİTESİ
Bitcoin herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş, vs. ile ilişiği olmayan elektronik bir para birimidir. İlk Bitcoin'ler 3 Ocak 2009'da piyasaya çıktığında 1 Bitcoin, birkaç kuruşluk değere sahip iken 17 Aralık 2017’de tüm zamanların en yüksek seviyesini 20.089 dolar ile görmüştür. Bununla beraber Bitcoin’in duyurulduğu pdf belgesinde A Peer To Peer Electronic Cash Sistem (kişiden kişiye elektronik para sistemi) başlık olarak kullanılmıştır. P2P deyimi daha önce kullanıldığı birkaç yerde (kaset kullanımından YouTube kullanımına evrilme) endüstrileri yıkıp yeniden yaratmıştır. Bundan hareketle günümüzde kullanılan paralar belki de gelecekte kasetler gibi unutulacaktır. Herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin ve benzeri kripto paralar ile ülkemizde doğrudan ilgili herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Diğer taraftan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından 25 Kasım 2013 tarihinde yapılan açıklama ile “Bitcoin ve benzeri kripto paraların elektronik para olmadıkları ve bu kapsamda 6493 sayılı Kanuna tabi olmadıkları duyurulmuş bulunmaktadır''.
4. DOĞA VE ÇEVRE KOMİTESİ 1
Son zamanlarda sürekli olarak gündemde tutulan önemli doğal çevre sorunlarından biri olan "kuraklık" canlıların yaşamı üzerinde olumsuz etkileri olan ve insan etkinliklerini sınırlayan doğal ve gizli bir tehlike olarak görülmektedir Kuraklık genellikle herhangi bir mevsim veya bir zaman diliminde yağış miktarındaki azalmadan ya da dengesizliğinden dolayı meydana gelir. Kuraklık başlangıç ve bitiminin belirlenmesinin güçlüğü nedeniyle diğer doğal afetlerden farklıdır. Yavaş yavaş kuvvetini artırır ve olay sona erdikten yıllar sonra bile etkisini devam ettirebilir. Dünya genelinde her yıl 12 milyon hektar toprağın kaybına neden olan kuraklık ve çölleşme, ekilebilir toprakların kaybını, kıtlığı, zorunlu göç ve çatışmaları artırarak 1,5 milyar kişiyi tehdit etmektedir. Dünyada yaklaşık 170 ülke çölleşme, arazi bozulumu ve kuraklıktan etkilenmektedir. Ülkemiz ise mevsim normallerinin altında düşen yağış ve su kullanımında hatalar nedeniyle son yılların en kurak dönemini yaşamaktadır. Baraj ve göllerde su seviyeleri hızla düşerken uzmanlar, önümüzdeki süreçte su kıtlığı ve tarımsal kuraklık gelişeceğinin uyarısında bulunmaktadır.
5. DOĞA VE ÇEVRE KOMİTESİ 2
Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi 15 Ekim 1978 tarihinde Paris'teki UNESCO Merkezi'nde törenle ilan edilmiştir. Bu beyanname; hayvanların da insanlar gibi birer canlı olduğunu onların da hakları olduğunu belirtir. Olası bir ihlal durumunda ise hayvan haklarının denetim yapmasını sağlar. Ülkemizde ise hayvan hakları 2004 yılında yasa ile koruma altına alınmıştır. Ancak bu yasalar hayvanları "hak sahibi varlıklar" olarak tanımlamamaktadır. Bu bilgiler, Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM)'nin sunduğu 2020 yılının ilk 6 ayına ait: basına yansıyan haberlere göre "en az" 726 hayvanın avcılık ile, "en az" 250' sinin zehirlenme ile "en az" 2. 275'inin trafik kazası sebebiyle hayatını kaybettiği; yine basına yansıyan haberlere göre "en az" 221 hayvanın işkenceye maruz kaldığı ve "en az" 5 hayvanın Cinsel saldırıya uğradığına ilişkin verilerin temel sebebini oluşturmaktadır.
6. MEDYA KOMİTESİ
İnternet kullanımının yaygınlaşması ile sosyal medya yaşamımızda önemli bir yer edindi. We Are Social 2020 2.Çeyrek raporu İnternet, sosyal medya ve mobil kullanıcı istatistiklerine göre; 3.81 milyar sosyal medya kullanıcısı, dünya nüfusunun %49’u unu oluşturuyor. Her yaş grubundan insanın sosyal medyada içerik üretmesi ve bu içeriklerin fazla izlenmesi nedeniyle birçok insan fenomen olma şansı yakalıyor. Bu fenomenlerin gençlerin üzerinde ise büyük etkisi var. Fenomen, influencer denilen bu kişiler gençlerin “kanaat önderleri” konumuna gelmişlerdir. Bu kişiler gençleri, bir siyasetçiden, bir edebiyatçıdan çok daha fazla etkileyebilmektedirler. Gençler hemen her konuda onların fikirlerine başvurmakta ve onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar. Bu fenomenler bir akım oluşturabilir bir fikri empoze edebilir, 'bir ürünü' dakikalar içinde parlatabilirler. Bu bağlamda fenomenle pazarlama veya Influencer Marketing olarak bilinen pazarlama metodu fenomenlerin sosyal medya yoluyla elde ettikleri ciddi gelir kaynaklarını oluşturmaktadır ve bu pazarlama gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır.
7. SAĞLIK KOMİTESİ
Dünya geneline yayılan Covid19 salgınının Türkiye'deki ilk tespit edilen Covid19 vakası Sağlık Bakanlığı'nın 10 Mart' ı 11 Mart'a bağlayan gece yaptığı açıklamaya göre 10 Mart 2020 tarihinde görülmüştür. 24 Aralık 2020 Tarihi itibari ile Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre toplam vaka sayısı 2. 100.712, toplam vefat sayısı 19.115, ağır hasta sayısı ise 4.805'dir. Aynı tarih için Dünya Sağlık Örgütü(WHO)'nün verilerine göre Dünya genelinde 77.530.799 toplam vaka, 1.724.904 toplam ölüm gerçekleşmiştir. İçinde bulunarak somut anlamda hissettiğimiz Pandemi sürecinden normal yaşantımızdaki grip hastalığına kadar damlacık yoluyla bulaşabilen hastalıkların önüne geçebilmek adına kişinin bireysel çabasının yanı sıra toplumsal bir çaba da gereklidir. Olası herhangi bir bulaşıcı hastalık salgını sürecinde; sağlık, sosyal, ekonomi gibi pek çok alanda meydana gelebilecek hasarın minimum olması için hastalığın toplumdaki seyrinin kontrol altında olması gereklidir.
5. Nesil Mobil Telekomünikasyon Hizmeti; yeni nesil kablosuz telefon teknolojisidir. Dördüncü nesil teknolojinin yaklaşık 10 katı veri iletim hızı sağlamaktadır.. Uzmanlar 5G ile hayatımıza birçok yeniliğin girmesini öngörmektedir. 5G her şeyden önce yüksek hız getirmektedir. Çeşitli ülkeler hız denemeleri için simülasyonlar yapmaktadır . Ülkemizde ise 5G denemesi Turkcell tarafından gerçekleştirildi. Yapılan testlerde 2.283 GB hıza ulaşılarak rekor kırıldı. 2 GB hız basit anlatımıyla 2 saatlik bir filmin 7 saniyede indirilebilmesi anlamına geliyor. 5G telefon dışında sağlık, otomotiv, eğlence ve hizmet gibi birçok sektörde de köklü değişikliklerin kapısını aralıyor. En önemli yenilik mobil veriler konusunda beklenirken, şimdikine göre daha çok mobil verinin kontrolü öngörülüyor. Bu bağlamda 5G bir önceki 4G'ye kıyasla daha yüksek güvenlik riskleri içeriyor çünkü daha fazla arka kapı uygulaması ve açıkları mevcut. Bununla birlikte birçok bilim insanı, 5G’nin yaydığı radyasyonun insan DNA’sına zarar vereceğini ifade ediyor. 5G’nin tek tehlikesi yaydığı radyasyon değil. Henüz yeni bir teknoloji olduğu için Türkiye gibi ülkeler, 5G altyapısında kullanacağı cihazları ve yazılımları ithal etmek zorunda kalıyor. Ülkemizde hala telefonun çekmediği bölgeler olduğu göz önüne alındığında, bu konuda hızlı adımlar atılması gerektiği ortadadır. 5G’ye geçtiğimizde mobil şebekedeki yerlilik oranında yaşanması öngörülen azalma da ülkemiz bakımından olumsuz etki doğuracaktır. Kullanıcı yoğunluğu da mobil veri hızını etkileyen faktörler arasında. Bu nedenle 5G baz istasyonu kurulum yerlerinin insan yoğunluğu dikkate alınarak belirlenmesi gerekiyor. Diğer taraftan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı "Türkiye'nin 5G teknolojisini sadece kullanan bir ülke olması yerine, 5G teknolojisini tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna ulaşmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
- Bu bağlamda Türkiye’nin 5G teknolojisini üreten bir ülke olması için ne gibi adımlar atılabilir? Bu adımların yanında yaşanması öngörülen riskler ülkemiz açısından nasıl en aza indirgenebilir?
2. DIŞ POLİTİKA KOMİTESİ
Uzun asırlardır Türk yurdu olduğu bilinen Karabağ aynı zamanda Türkiye’nin 100 milyonu aşkın Türk kardeşine açılan kapısıdır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de Azerbaycan toprağı olarak tanıdığı Karabağ hukuksal, tarihsel ve politik hiçbir zemine oturmaksızın Ermenistan tarafından işgal edilmiştir. Çatışma 20. yüzyılın başlarında Stalin’in Dağlık Karabağ bölgesini özerk oblast(eyalet,bölge) haline getirmeye çalışmasıyla ortaya çıkmıştır. Çatışmalar 1990’lı yılların başında geniş çaplı bir savaşa dönüşmüştür.6 Ocak 1992’de yalnızca Ermenilerin katıldığı bir referandumun yönlendirmesiyle Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı resmen ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de açıklamalarına dayanarak bu ilanın tamamen de fakto(geçerli bir kanun yada standart olmadan genelleşmiş uygulama) bir ilan olduğu aşikardır. Bu olay karşısında Azerbaycan’ın tepkileri sonuç vermemiş, bir asrı aşkın süredir bulunduğu her platformda Türkiye’ye karşı soykırım iddialarıyla mesnetsiz bir politika güden Ermenistan, pogrom (dinsel etnik ve siyasi nedenlerle bir gruba karşı yapılan şiddet hareketleri) ve katliamlarla Azerbaycan’ın davasına darbeler indirmiştir. Bunun en bilindik örneği Hocalı Katliamıdır. Tüm bu diplomatik ve vicdani haksızlıklar karşısında tam da Azerbaycan Devleti’nin zirvesinden ‘’Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin yanındayız.’’ açıklamaları gelirken Karabağ sorunu yeniden tırmanmış, 27 Eylül 2020’den 10 Kasım 2020’ye kadar süren bir dizi askeri operasyon Azerbaycan tarafından gerçekleştirilmiş ve Dağlık Karabağ’ın büyük bir kısmı Ermenistan işgalinden kurtarılmıştır. Tam da Azerbaycan’ın ‘’Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin yanındayız.’’ açıklamalarından sonra böyle bir hadisenin yaşanması manidardır. Ermenistan’ın bu saldırılarının amaçlı, planlı ve dış destekli bir hareket olduğu çok açık ve nettir. Tüm bu olayların, siyasi, diplomatik, askeri bağlamda vuku bulması karşısında :
- Rusya barış güçlerinin bölgede görev aldığının bilincinde olarak Dağlık Karabağ’ın işgalden kurtarılmasının kalıcı olması ve Türk Devletleriyle olan ilişkilerinin herhangi bir ültimatom ve yaptırıma maruz kalmaması veya sekteye uğramaması için ne gibi önlemler alınabilir?
3. EKONOMİ KOMİTESİ
Bitcoin herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş, vs. ile ilişiği olmayan elektronik bir para birimidir. İlk Bitcoin'ler 3 Ocak 2009'da piyasaya çıktığında 1 Bitcoin, birkaç kuruşluk değere sahip iken 17 Aralık 2017’de tüm zamanların en yüksek seviyesini 20.089 dolar ile görmüştür. Bununla beraber Bitcoin’in duyurulduğu pdf belgesinde A Peer To Peer Electronic Cash Sistem (kişiden kişiye elektronik para sistemi) başlık olarak kullanılmıştır. P2P deyimi daha önce kullanıldığı birkaç yerde (kaset kullanımından YouTube kullanımına evrilme) endüstrileri yıkıp yeniden yaratmıştır. Bundan hareketle günümüzde kullanılan paralar belki de gelecekte kasetler gibi unutulacaktır. Herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin ve benzeri kripto paralar ile ülkemizde doğrudan ilgili herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Diğer taraftan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından 25 Kasım 2013 tarihinde yapılan açıklama ile “Bitcoin ve benzeri kripto paraların elektronik para olmadıkları ve bu kapsamda 6493 sayılı Kanuna tabi olmadıkları duyurulmuş bulunmaktadır''.
- Bu boşluk kripto paralara yatırım yapan veya yapmayı düşünen kişiler için ciddi bir risk oluştururken bugün dünya genelinde devlet liderlerinin, yetkili kişilerin Bitcoin'le ilgili açıklamalar yaptığını ve kripto para piyasasını hedef alan çalışmalar yürüttüklerini görüyoruz. Ülkemizde bu evrime geç kalmamak adına ve kafalardaki soru işaretlerini net bir şekilde gidermek amacıyla neler yapılabilir?
4. DOĞA VE ÇEVRE KOMİTESİ 1
Son zamanlarda sürekli olarak gündemde tutulan önemli doğal çevre sorunlarından biri olan "kuraklık" canlıların yaşamı üzerinde olumsuz etkileri olan ve insan etkinliklerini sınırlayan doğal ve gizli bir tehlike olarak görülmektedir Kuraklık genellikle herhangi bir mevsim veya bir zaman diliminde yağış miktarındaki azalmadan ya da dengesizliğinden dolayı meydana gelir. Kuraklık başlangıç ve bitiminin belirlenmesinin güçlüğü nedeniyle diğer doğal afetlerden farklıdır. Yavaş yavaş kuvvetini artırır ve olay sona erdikten yıllar sonra bile etkisini devam ettirebilir. Dünya genelinde her yıl 12 milyon hektar toprağın kaybına neden olan kuraklık ve çölleşme, ekilebilir toprakların kaybını, kıtlığı, zorunlu göç ve çatışmaları artırarak 1,5 milyar kişiyi tehdit etmektedir. Dünyada yaklaşık 170 ülke çölleşme, arazi bozulumu ve kuraklıktan etkilenmektedir. Ülkemiz ise mevsim normallerinin altında düşen yağış ve su kullanımında hatalar nedeniyle son yılların en kurak dönemini yaşamaktadır. Baraj ve göllerde su seviyeleri hızla düşerken uzmanlar, önümüzdeki süreçte su kıtlığı ve tarımsal kuraklık gelişeceğinin uyarısında bulunmaktadır.
- Yağışların devamlılığını sağlayarak, su arzını artırmak elimizde olmasa da, kuraklıktan kaynaklanan olumsuz etkileri azaltmak elimizdedir. Bu bağlamda bu olumsuz etkiler nasıl azaltılabilir kuraklıktan önceki dönemde nasıl tedbirler alınabilir ve kuraklık yaşanırken hangi adımlar atılabilir?
5. DOĞA VE ÇEVRE KOMİTESİ 2
Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi 15 Ekim 1978 tarihinde Paris'teki UNESCO Merkezi'nde törenle ilan edilmiştir. Bu beyanname; hayvanların da insanlar gibi birer canlı olduğunu onların da hakları olduğunu belirtir. Olası bir ihlal durumunda ise hayvan haklarının denetim yapmasını sağlar. Ülkemizde ise hayvan hakları 2004 yılında yasa ile koruma altına alınmıştır. Ancak bu yasalar hayvanları "hak sahibi varlıklar" olarak tanımlamamaktadır. Bu bilgiler, Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM)'nin sunduğu 2020 yılının ilk 6 ayına ait: basına yansıyan haberlere göre "en az" 726 hayvanın avcılık ile, "en az" 250' sinin zehirlenme ile "en az" 2. 275'inin trafik kazası sebebiyle hayatını kaybettiği; yine basına yansıyan haberlere göre "en az" 221 hayvanın işkenceye maruz kaldığı ve "en az" 5 hayvanın Cinsel saldırıya uğradığına ilişkin verilerin temel sebebini oluşturmaktadır.
- Ülkemizin ve ülkemiz vatandaşlarının hayvan haklarına ve hayvana şiddete karşı tutumlarını göz önünde bulundurarak ne tür çözümler oluşturabiliriz?
6. MEDYA KOMİTESİ
İnternet kullanımının yaygınlaşması ile sosyal medya yaşamımızda önemli bir yer edindi. We Are Social 2020 2.Çeyrek raporu İnternet, sosyal medya ve mobil kullanıcı istatistiklerine göre; 3.81 milyar sosyal medya kullanıcısı, dünya nüfusunun %49’u unu oluşturuyor. Her yaş grubundan insanın sosyal medyada içerik üretmesi ve bu içeriklerin fazla izlenmesi nedeniyle birçok insan fenomen olma şansı yakalıyor. Bu fenomenlerin gençlerin üzerinde ise büyük etkisi var. Fenomen, influencer denilen bu kişiler gençlerin “kanaat önderleri” konumuna gelmişlerdir. Bu kişiler gençleri, bir siyasetçiden, bir edebiyatçıdan çok daha fazla etkileyebilmektedirler. Gençler hemen her konuda onların fikirlerine başvurmakta ve onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar. Bu fenomenler bir akım oluşturabilir bir fikri empoze edebilir, 'bir ürünü' dakikalar içinde parlatabilirler. Bu bağlamda fenomenle pazarlama veya Influencer Marketing olarak bilinen pazarlama metodu fenomenlerin sosyal medya yoluyla elde ettikleri ciddi gelir kaynaklarını oluşturmaktadır ve bu pazarlama gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır.
- Sosyal medyanın gençler üzerindeki gücünden hareketle fenomenlerin kazanç sağlama yolu olan bu pazarlama metodunun yarattığı psikolojik ve sosyolojik etkilerine ne gibi çözümler üretilebilir?
7. SAĞLIK KOMİTESİ
Dünya geneline yayılan Covid19 salgınının Türkiye'deki ilk tespit edilen Covid19 vakası Sağlık Bakanlığı'nın 10 Mart' ı 11 Mart'a bağlayan gece yaptığı açıklamaya göre 10 Mart 2020 tarihinde görülmüştür. 24 Aralık 2020 Tarihi itibari ile Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre toplam vaka sayısı 2. 100.712, toplam vefat sayısı 19.115, ağır hasta sayısı ise 4.805'dir. Aynı tarih için Dünya Sağlık Örgütü(WHO)'nün verilerine göre Dünya genelinde 77.530.799 toplam vaka, 1.724.904 toplam ölüm gerçekleşmiştir. İçinde bulunarak somut anlamda hissettiğimiz Pandemi sürecinden normal yaşantımızdaki grip hastalığına kadar damlacık yoluyla bulaşabilen hastalıkların önüne geçebilmek adına kişinin bireysel çabasının yanı sıra toplumsal bir çaba da gereklidir. Olası herhangi bir bulaşıcı hastalık salgını sürecinde; sağlık, sosyal, ekonomi gibi pek çok alanda meydana gelebilecek hasarın minimum olması için hastalığın toplumdaki seyrinin kontrol altında olması gereklidir.
- Dünya Sağlık Örgütü(WHO)'nün sunduğu güncel istatistiklere göre ülkemizin totalde en çok vaka görülen 13. ülke olduğu ve maske-sosyal mesafe kuralından ziyade toplumsal yaşantımızdaki, ortak kullanım alanlarımızdaki yetersiz önlemler göz önünde bulundurularak ne tür çalışmalar yapılabilir?